hayatta kalmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

hayatta kalmak

Bedeutungen von dem Begriff "hayatta kalmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hayatta kalmak live v.
Without water, people couldn't live.
Su olmasa insanlar hayatta kalamaz.

More Sentences
hayatta kalmak survive v.
Reversion pensions provide for surviving spouses.
Dönüşüm aylıkları hayatta kalan eşler için sağlanır.

More Sentences
hayatta kalmak remain alive v.
Now what will all the idiots believe who remained alive?
Şimdi hayatta kalan tüm aptallar neye inanacak?

More Sentences
hayatta kalmak stay alive v.
It would be better for the cause to stay alive.
Hayatta kalmak dava için daha iyi olurdu.

More Sentences
hayatta kalmak exist v.
Survivors from the plane accident existed on fish and herbs.
Uçak kazasından kurtulanlar balık ve otlar yardımıyla hayatta kaldılar.

More Sentences
Technical
hayatta kalmak survive v.
Reversion pensions provide for surviving spouses.
Dönüşüm aylıkları hayatta kalan eşler için sağlanır.

More Sentences
Military
hayatta kalmak survive v.
Reversion pensions provide for surviving spouses.
Dönüşüm aylıkları hayatta kalan eşler için sağlanır.

More Sentences
General
hayatta kalmak keep alive v.
hayatta kalmak hold up v.
hayatta kalmak supervive [obsolete] v.
Idioms
hayatta kalmak keep body and soul together v.

Bedeutungen, die der Begriff "hayatta kalmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 18 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çalılıkta hayatta kalmak için gerekli beceriler bushmanship n.
-den sonra hayatta kalmak come through v.
yetişkinliğe kadar hayatta kalmak survive into adulthood v.
Phrasals
ile hayatta kalmak/yaşamını sürdürmek survive on v.
fırtınada hayatta kalmak weather out v.
bir süre hayatta kalmak last out v.
(bir şey) yiyerek/içerek yaşamak/hayatta kalmak live off (of) (something) v.
… yiyerek hayatta kalmak live off v.
(biri/bir şey olmadan) hayatta kalmak get on (without someone or something) v.
ile hayatta kalmak get along on v.
(bir şeyle) hayatta kalmak get along on (something) v.
(birinin) ölümünün ardından hayatta kalmak linger on after (someone) v.
(birinin) arkasından hayatta kalmak linger on after (someone) v.
(birinin) ölümünden sonra hayatta kalmak linger on after (someone) v.
kışın ayakta/hayatta kalmak winter over v.
Marine Biology
ingiltere'de thames nehri'ndeki gel-git düzlükleri boyunca hayatta kalmak için toprağı kazan bir deniz kestanesi mud lark [dialect] n.
Botanic
(bitki) bir büyüme sezonundan diğerine kadar hayatta kalmak perennate v.
Military
harekat için hayatta kalmak survive to operate v.